Ebeveynin Çocuk Üzerindeki Tutumu
Ebeveynlik Tutumu
Çocuğun gelişiminin, psikolojik durumunun, kişilik özelliklerinin şekillenmesinde çocuğun sosyal ve fiziksel özellikleri önemlidir. Sosyal ve fiziksel çevre etkenlerin, en etkili olanlarından biri de anne-babanın ebeveynlik becerileridir. Anne-babanın kendi kültürlerinden, kişilik özelliklerine kadar birçok etken çocuğu erken dönemden başlayarak etkiler.
Gelişim psikolojisinde ebeveynlik tarzları genel olarak 4 başlık altında toplanır:
1- Otoriter Ebeveynlik Tutumu
Bu tarz ebeveynler çocuklarından kurallara katı bir şekilde uymalarını beklerler. Kurallara uymamak beraberinde cezaları getirir. Otoriter ebeveynler kuralların arkasındaki nedenleri açıklamakta zorlanırlar. Bir açıklama beklendiği zaman ise basit bir cevapları vardır: “Çünkü ben öyle dedim!” Bu ebeveynler yüksek beklenti içindedirler ama çocuklarına karşı çok da duyarlı değildirler. Baumrind’e göre bu tarz ebeveynler itaate önem veren, statü odaklı ve hiçbir açıklama olmadan kurallarına uyulmasını bekleyen kişilerdir.
2- Demokratik Ebeveynlik Tutumu
Otoriter ebeveynler gibi, demokratik ebeveyn de çocuğunun uyması gereken kuralları belirler. Ancak otoriter ebeveynden farklı olarak çocuğuna kuralların ne işe yaradığını anlatır, gerektiğinde çocuğu ile ortak bir anlaşma yapar. Çocuğunun ihtiyaçlarına yönelik hassas ve duyarlıdır. Çocuğundan beklentileri, çocuğun gelişimine ve yapısına daha uygundur. Çocuğun beklentileri karşılayamadığı durumlarda cezalandırıcı tutum yerine daha çok anlamaya çalışır ve çözüm arayışındadır. Çocuklarının hayatına müdahale etmekten çok, çocuklarını yönlendirmeyi tercih eder, destekleyicidirler. Demokratik ebeveyn tarzı ile yetişen çocuklar, sorumluluk sahibi, duygularını yönetebilen, daha sabırlı ve anlayışlı, öz güvenli ve benlik saygılarının yüksek olduğu görülür.
3- İzin Verici Ebeveynlik Tutumu
İzin verici ebeveynlik stilindeki ebeveynlerin çocuklarından sorumluluk beklentileri çok düşüktür. Bu nedenle çocuklarına kural koymamayı tercih ederler. İzin verici ebeveynlerin çocuklarından beklentilerinin düşük olmasına rağmen sorumluluk düzeyleri yüksektir. Çocuklarına yönelik duyarlıdır ancak iletişimleri ve ilişkileri bir ebeveynden çok arkadaş gibidir. Çocuklar sınırlar ile güvende hissetmeleri nedeniyle bu stilde yetiştirilen çocukların mutluluk oranlarını daha düşük olabilmekte ve bu çocuklar duygusal düzenlemelerinde güçlük çekebilmektedirler. İzin verici ebeveyne sahip çocuklar, kuralların olduğu ve otoritenin bulunduğu ortamlarda çok zorlanabilmektedirler. Bu nedenle sıklıkla okula uyum sorunları yaşamaktadırlar.
4- İlgisiz (İhmalkâr) Ebeveynlik Tutumu
İhmalkar ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını göz ardı eder. Fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını fark etmez ve ihmal eder. Bu ebeveynlik stilindeki ebeveynler, çocuklarından beklentileri düşük ve çocukları ile iletişimleri zayıftır. Genellikle çocuklarının sadece minimum düzeyde fiziksel ihtiyaçlarını karşılarlar, çocuklarının yaşamlarında pek yer almazlar. Bu tür ebeveyne sahip çocuklar öz kontrolleri düşük olan, düşük öz güvene sahip ve azimleri düşük olan bireylerdir. Zaman zaman bu tür ebeveynlikler de, çocuğun ihmal edilmesinden dolayı çocuğa istismar boyutlarına ulaştığı görülmektedir.
Ebeveynlik Tutumlarının Etkileri
Peki, bu ebeveynlik tarzları çocuğu nasıl etkiler? Baumrind’in araştırmasının yanında bu konuda yüzlerce araştırma yapıldı ve ebeveyn tutumlarının etkileri hakkında çeşitli sonuçlara ulaşıldı.
Otoriter Ebeveyn Tutumu, genellikle çocuğu daha itaatkar ve alanında uzman biri olmaya iter ama bu çocuklar daha mutsuz, kendine güvenleri ve rekabet duyguları daha az olan bireyler olabilirler.
Demokratik Ebeveyn Tutumu, çocuğa daha mutlu olması, çocuğun yeteneğini kullanabilmesi ve başarısını gösterebilmesi konusunda destek olur. İzin Verici Ebeveyn Tutumu ise sıklıkla çocuğun kendini daha az kontrol edebilmesiyle ve mutluluğunun azalmasıyla sonuçlanır. Bu çocuklar genelde otorite ile problemler yaşar ve okul başarısı konusunda akranlarına göre daha düşüktürler.
İhmalkar Ebeveynlik Tutumu ise neredeyse tüm bu alanlarda çocuğun başarısız olmasına neden olur. Bu çocuklar kendilerini kontrol edebilme ve akranlarıyla rekabet konularında sıkıntılar çekerler, düşük özgüvenli bireyler olabilirler.